Tüp Bebek ( IVF)

Anne adayının tüpleri kapalıysa veya yumurta sayısında azlık mevcutsa, baba adayının sperminde orta ileri derecede bozukluk varsa, herşey normal olmasına rağmen gebelik elde edilemiyorsa  tercih edilebilir. Tüp bebek yöntemi kısaca anne adayının yumurtası ve baba adayının  hazırlanmış sperminin vücut dışında döllendirilmesi ile oluşturulan gebelik öncesi hücrelerin ana rahmine verilmesdir. 

 

Tüp Bebek Kimler İçin Gerekli?

Korunmadan düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen bir yıl içerisinde gebelik elde edilememesi durumunda, kısırlığın tedavisi ve yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olmak için bir merkeze başvurulmalıdır.

Doktorunuzla şu durumlarda iletişime geçebilirsiniz:

Gebe kalmayı düşünüyorsanız ve 30 yaşından büyükseniz ilaveten 6 aydır menstrual kanamanız olmadıysa,

Menstural periyodlarınız düzensiz veya ağrılı geçiyorsa, pelvik ağrı, endometrioz (çikolata kisti gibi) veya tekrarlayan düşük durumları varsa (2 veya daha fazla düşük),

Düşük sperm sayımı, testis ve prostat hastalıkları geçmişi veya cinsel problemler varsa.

Tüp bebek (IVF) yöntemi, çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan ve uzun süredir kullanılan bir yardımcı üreme tekniğidir. Günümüzde en çok tercih edilen kısırlık tedavilerinin başında “Tüp bebek” geliyor.

Nedeni açıklanamayan kısırlık, enfeksiyon, tüplerde tıkanma, erkeğin sperm kalite düşüklüğü, kilo veya ileri yaştan kaynaklanabilen durumlarda tüp bebek yöntemi ile çiftler bebek sahibi olabiliyor.

Tüp bebek tedavisi, kadın üreme hücreleri olan yumurtaların ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin toplanarak vücut dışında, laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi sürecini kapsamaktadır.

Döllenen yumurtalar bölünmeye başlayıp, embriyo adı verilen ilk gelişim aşamalarını laboratuvar ortamında geçirirken, anne adayının rahmine yerleştirilir. Bu aşamadan sonra elde edilen gebeliğin doğal yollarla oluşan gebeliklerden farkı kalmaz.

Doğal gebelikten farkı dölleme işleminin laboratuvar koşullarında gerçekleştirilmesi ve döllenen yumurtaların anne rahmine tekrar geri yerleştirilmesidir.

Tüp bebekte yumurtaların yerleştirilme işlemi iki şekilde yapılır:

Laboratuvar ortamındaki dölleme işlemi ya spermleri yumurtaların yanına bırakıp bu spermlerin kendi kendilerine yumurtanın içine girip dölleme işlemini gerçekleştirmesini beklemek şeklinde (klasik tüp bebek-IVF) olur.

Mikroskop altında spermin bir pipet yardımı ile direkt olarak yumurtanın içine enjekte edilerek döllemenin sağlanması (mikroenjeksiyon) şeklinde olmaktadır. Tüp bebek uzmanları iki yöntem arasındaki tercihi çiftlerin özelliklerine göre belirler.

Amaç çift için en yüksek başarı şansını yakalamaktır

 

Tüp Bebek Tedavi Süreci Neleri Kapsar?

Düzenli adet gören kadınlar her ay tek bir yumurta oluşturmaktadırlar. Tüp bebek tedavisinde dışardan verilen hormon ilaçları ile bu sayıyı artırmak amaçlanır.

Her tedavi protokolü farklılıklar gösterse de temel olarak yumurta gelişimini sağlayan ve erken yumurtlamayı engelleyen iki paralel hormon tedavisi uygulanmaktadır.

Bu hormon ilaçlarının kullanımı esnasında yumurtalıkların verdiği cevabı yani yumurta gelişimini takip etmek ve gerekli durumlarda doz ayarlamalarını yapmak üzere ultrason ve kan testleri yapılmaktadır.

Bu şekilde olgunluğa erişen yumurtalar çatlatma iğnesi olarak bilinen basit bir iğne aspirasyon yöntemi ile toplanmakta ve laboratuvar ortamında erkekten alınan spermler ile döllenmeleri sağlanmaktadır.

Yumurtaların toplanması genel anestezi altında yapılabildiği gibi sedasyon ve lokal anestezi altında da yapılabilmektedir.

Bu döllenme işlemi klasik IVF yönteminde sperm ve yumurtaların yan yana bırakılması ile sağlanabildiği gibi mikro-enjeksiyon olarak adlandırılan her bir spermin yüksek büyütmeli mikroskop altında tek bir yumurta içine enjeksiyonu ile de yapılabilmektedir. Hekiminiz hangi yöntemin size daha uygun olduğunu açıklayacaktır.

Döllenen yumurtalar 2 ila 3 gün boyunca ya da bazı durumlarda 5 ila 6 gün süresince laboratuvarda ısı ve atmosfer kontrollü kültür ortamlarında gelişmeye bırakılmakta ve bu süre sonunda en iyi gelişen embriyolar seçilerek rahim içine geri yerleştirilmektedir.

Transfer edilecek olan embriyo sayısının belirlenmesi gebelik şansına ve çoğul gebelik riskine direkt olarak etki edeceğinden embriyo kalitesinin belirlenmesini takiben bu sayı sizinle transfer öncesi ayrıntılı olarak görüşülecektir. Embriyo transfer işlemi çok nadir durumlar haricinde anestezi ve sedasyon gerektirmemektedir.

 

Tüp bebek tedavisinin uygulandığı diğer durumlar şunlardır:

Doğal yollarla bir gebeliğin oluşabilmesi için kadının yumurtalık kanallarının hem açık olması hem de normal fonksiyon görmesi gereklidir.

Halk arasında yumurtalık kanalları olarak da bilinen kadın fallop tüplerinin tıkalı, ciddi derecede hasar görmüş ya da cerrahi olarak alınmış olması durumunda tüp bebek tedavisi uygulanmalıdır.

Kadın üreme organları çevresinde, yumurtalıklarda gelişen yumurtaların fallop tüpleri tarafından yakalanmasını önleyecek yapışıklıkların olması durumunda da tüp bebek tedavisi gerekebilir.

Bu karın içi yapışıklıklar ya bu bölgelerde daha önce gerçekleştirilmiş olan ameliyatlara (örneğin; yumurtalık kisti ameliyatı, miyom çıkartılması, dış gebelik ameliyatı gibi...) ya da farkına varılmış ya da varılmadan geçirilmiş olan kadın iç genital sisteminin iltihabi durumlarına bağlı olabilir.

Bu durumda ilk tedavi aşaması olarak laparoskopik (kapalı) cerrahi ile bu yapışıklıklar açılarak normal tüp-yumurtalık ilişkisinin sağlanmasına çalışılabilir. Eğer bu sağlanamaz ise veya sağlanmasına rağmen cerrahiden sonra belli bir süre içerisinde kendiliğinden gebelik olmaz ise tüp bebek tedavisine geçilmelidir.

Yumurtlama problemi olan kadınlarda, yumurtlamayı sağlayan ilaç tedavisi ile yumurtlamanın elde edilmesine rağmen hala gebe kalınamıyor ise tüp bebek tedavisine geçilmelidir. Bu grubun önemli bir bölümünü polikistik over sendromlu kadınlar oluşturmaktadır.

Kadında endometriozis hastalığı var ise tüp bebek tedavisi gerekebilir. Endometriozis hastalığı, normalde rahim içinde bulunması gereken ve her adet döneminde dışarı atılan endometrium tabakasının rahim dışında, tüplerin çevresinde, yumurtalıklarda ve bağırsak üzerinde bulunmasıdır.

Endometriozis hastalığı, kadının gebe kalmasını engelleyebilir. Cerrahi olarak bu hastalığın temizlenmesini takiben belirli bir süre içerisinde gebelik sağlanamamışsa tüp bebek tedavisine geçilir.

Erkekteki sperm sayısı, sperm hareketi ve sperm şeklinde (sperm morfolojisi) bozukluk ve yetersizlik var ise tüp bebek tedavisi gerekebilir.

Günümüzde tüp bebek / mikroenjeksiyon uygulaması, erkek faktörüne bağlı kısırlıkta en yüksek başarı ve gebelik oranlarını veren tedavi yöntemidir. Erkek faktörüne bağlı infertilitesi olan çiftlerin tüp bebek tedavisine erken sevk edilmeleri başarı şansını artırır.

Erkekte sperm analizinde hiç sperm hücresi bulunmaz ise tüp bebek tedavisi ile sonuca gidilebilir. Bu durumda, sperm hücreleri cerrahi yollarla epididim veya testisden elde edileceği için tek tedavi yöntemi olarak tüp bebek / mikroenjeksiyon tedavisi uygulanması gerekir.

Açıklanamayan kısırlık varlığında tüp bebek tedavisi gerekebilir. Tüp bebek, doğal yoldan çocuk sahibi olmak için girişimde bulunmuş, muayene ve incelemelerinde herhangi bir sorun saptanamamış çiftlerin, açıklanamayan kısırlık durumunda da uygun bir seçenektir.

Bu çiftlerin her zaman için kendiliğinden gebe kalma şansları olsa da, yıllar geçtikçe ve kadının yaşı ilerledikçe bu şans giderek ve belirgin bir şekilde azalır. Bu çiftlerde tüp bebek tedavisi iyi sonuç vermekte ve çiftlerin üzerindeki stres ve gerginliği en kısa yoldan ortadan kaldırmaktadır.

İmmünolojik kısırlık var ise tüp bebek / mikroenjeksiyon tedavisi ile sonuca gidilebilir. Menide veya kadın üreme sistemi içerisinde sperm hücrelerine karşı antikorlar gelişiyor ve diğer tedaviler ile bir sonuca ulaşılamıyor ise tedavi olarak tüp bebek tedavisine düşünülmelidir.

İleri kadın yaşı söz konusu ise tüp bebek tedavisi düşünülmelidir. Doğurganlık ilerleyen yaş ile birlikte azalma gösterir. Bu azalma özellikle 35 yaştan sonra hız kazanır. Bu nedenle, özellikle 38 yaş ve üzerinde olup bebek sahibi olmak isteyen kadınlarda vakit kaybetmeden tüp bebek tedavisine başlamak etkin ve sonuç getiren bir yaklaşımdır.

Diğer infertilite tedavileri ile yerine konulamayacak bir zaman kaybı, bu yaştaki kadınlar için yüksek bir bedel demektir. Zamana karşı yarışılan bu dönemde tüp bebek tedavisi en doğru seçim olabilir.

Preimplantasyon genetik tanı uygulaması gereken durumlarda tüp bebek tedavisi yapılmalıdır.

Sonuç olarak;

Tüp bebek tedavisindeki başarı oranlarının artması bu tedaviyi son başvurulacak bir tedavi seçeneği halinden çıkartarak kısırlık tedavileri içinde en ön sıraya yerleştirmiştir.

Tüp bebek tedavisinin ön saflara geçmesi birçok çifti uzun yıllar çocuksuz kalmanın sıkıntı ve gerginliğinden erken dönemde kurtarmaktadır.

Tüp Bebek İle Ne Kadar Şansınız Var?

Tüp bebek tedavisinin başarısı, tedavinin bitiminden 9 ay sonra sağlıklı bir bebekle evinize dönebilmenizdir.

Ülkemizde genel olarak her üç çiftten biri ilk tüp bebek denemesinde çocuk sahibi olabilmektedir.

Uzmanlara göre 2027'ye kadar dünyada tüp bebek başarı oranlarının yüzde yüze çıkabileceği öngörülmektedir. Türkiye, tüp bebekteki başarı oranları açısından Avrupa ülkeleri arasında 5, dünyada ise 7. sıradadır. Tüp bebek tedavisinde en yüksek başarı oranına sahip ülke ise ABD'dir.

Tüp bebek tedavisinde yüksek başarı sağlamak için, aşağıdaki faktörler önemlidir. Kadın doğum doktorunuz risk faktörlerine dayanarak başarıyı artıracak uygun tedavileri ve güncel tüp bebek yöntemlerini kullanarak başarı şansını artıracaktır.

Tüp bebek tedavisinde başarı oranını etkileyen faktörler şunlardır:

Kadının yaşı (35'ten sonra hamilelik şansı azalmaktadır)

Yüksek kilo (30'un üzerinde VKİ değeri)

Azalmış yumurtalık rezervi

Sperm kalitesi

Sperm sayısında azalma, spermin tutunma sorunu

Yumurtalık ve spermlere zarar veren bağışıklık sistemi sorunları

Nedeni açıklanamayan kısırlık

Rahim ve fallop tüplerindeki sorunlar

Rahimde tutulmayı engelleyen miyop, polip, yapışıklık, endometriozis’in varlığı

Her iki çift için sigara kullanımı

Stresten uzak durma, dengeli beslenme, alkolden uzak durma

Tüp bebek tedavisi ile şansınızın ne olabileceği size anlatılırken her başlanan tedavi denemesinden kaçının canlı doğum ile sonuçlanacağının dikkate alınması doğru ve gerçekçi bir yaklaşımdır.

Bazen başarı oranları söylenirken tedavi sonrası kanda ölçülen gebelik testinin (Beta Hcg değeri) yüksekliğini temel alınabilir. Ancak, kanda gebelik testinin yükselmesi her zaman bu gebeliğin doğum aşamasına kadar gideceğini göstermez.

Bazı durumlarda kanda gebelik testinin pozitif çıkmasına rağmen ultrasonogfide görülmeden gebeliğin kaybedilmesi demektir. Buna biyokimyasal gebelik demektir. Ya da gebelik kesesi gözlense bile içinde kalp atımı olan bir bebek gelişmeyebilir.

Bu nedenlerle tüp bebek tedavisi ile başarılı olabilme şansını değerlendirirken ve bu konudaki yayınları okurken her başlanan tedavi denemesinden kaçının canlı doğum ile sonuçlanacağının dikkate alınması daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşımdır.

 


Randevunuzu Planlayın

Aşağıdaki bilgileri doldurun, ekibimiz en kısa sürede size ulaşarak randevunuzu onaylayacak.

,